Karanlık
Eminönü iskelesinden vapura bindim
Bedenim vapurda
Ruhumu bilmiyorum
Gece son yıldızını da yitirdi
Gökyüzü denizden farksız
Ay daha sinsi parlamaya başladı
Yalnızlığından ve ahmaklığından habersiz
Görmezden geldim
Yağmur
Tıpır tıpır
Su, suya...
Tesadüf olmayan bir melodi
Yağmur bana serenatta
Duymazdan geldim
Dünü ve bugünü sorumsuzca tükettim
Nerdeler?
Dünlerim kimlerin yarını?
Yarınlarım kimlerin dünü?
Bilmezden geldim
Boş ver
Sana geldim
Dol ciğerlerime İstanbul
Buram buram sen kokmaya geldim
Büyük şehirsin ya hani
Nicelerini yuttun ya
Yut beni de
Hapset ruhumu
Hapset Dolmabahçe'nin yosun tutan saatinin yelkovanına
Beşiktaş'ta koca çınarın savrulan yaprağına
Süleymaniye'de simit satan çocuğun tozlu tezgahına
Eminönü'nde balık tutan ihtiyarın oltasına
Hapset
Dalgalarla mekik dokuyan şu yorgun vapurun rotasına
Tan vakti Sultanahmet'te ezanın yankısına
Gökte özgürlük aşkıyla süzülen martının kanadına hapset
Beni özgürlüğüne hapset İstanbul
Ben esirin olayım
Özgürlük sana özgü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder